Gün Gelir Devran Döner

Nedendir bilmem, zaman geçtikçe doğru ve yanlış kavramları bulanıklaşmaya başladı bende. Her devrin kendi doğru ve yanlışlarının olduğuna inanırım ancak her zaman her yerde doğru veya yanlış diye yargılayacağınız şeylerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez herhalde.

Her devir kendi yargısıyla geldiğine inanıyorum. Bugün doğru olan bir şey, yarın yanlış olabiliyor. Örneğin, bundan 100 yıl evvel sigara bir ilaç gibi hastalara reçete ediliyorken günümüzde yine aynı kurumlar sigarayı yasaklıyor. O kadar çok uzağa gitmek gerek yok. 2 sene önceki pandemi dönemi ile şimdiye bakmak bile yeterli.  O halde her şey değişiyor. Her devir geçiyor. Hele ki günümüzde neredeyse her gün farklı bir devirde uyanıyoruz. İnsan neyin doğru neyin yanlış olduğunu şaşırıyor. Böyle bir çağda yaşamak hem zor hem de lütuf. Özellikle iddia sahibi insanları izliyorum. Dün yumruğunu sıkarak savunduğu iddiaların ertesi gün çürütüldüğünü görüyoruz. O halde neyi yargılayabiliriz? Neyin bayrağını kaldırabiliriz? Yargıdan da öte ne hakkında yorum yapabiliriz? Kısacık ömrümüzü doğru ve yanlışları savunarak mı geçirelim?

Doğru ve yanlışların gereksiz olduğunu savunmuyorum. Her devrin yargısı, o devrin manasını ortaya çıkarmak için gereklidir. Yargıçlar olmalı. Fakat ben o yargıç değilim. Yargılamak dava adamlarının işi.

Ben kendi vücudumun devri ile meşgulüm. Kendi doğrularım ve yanlışlarım var. Tabii ki bunları oluştururken çevremden ve yaşadığım coğrafyadan etkileniyorum. Özgün olduğumu savunmam. Bazen dışarıdaki devir ile ters düşüyorum. Yobaz oluyorum. Bazen benzer noktalarımız oluyor. Çağdaş oluyorum. Ee o halde ben yobaz mıyım, çağdaş mıyım? Cevap ne olursa olsun ertesi gün değişecekse, bugün kim olduğumun ne önemi var? Yaşıyorum ve değişiyorum…

 

O meşhur mesnevi hikayesinde olduğu gibi rüzgar esiyor. Bazen fırtına bazen yel. Ben ise onun karşısında sivrisinek olmamaya çalışıyorum. Ancak çoğunlukla savruluyoruz tabii. “Olsun o zaman da rüzgarın götürdüğü yerlerde zaman geçiriyoruz” desek de tabii savrulmanın yorgunluğu bir miktar hepimizde oluyor. Devir çok hızlı değişiyor. Geri de kalanlar eleniyor. Yenisini ise hemen idrak etmek zor. Edince bir bakıyorsun yeni bir rüzgar esmiş. Hem yeni esen rüzgara ayak uyduracaksın hem de kendi değerlerinden ödün vermeyeceksin. Bizimkisi de bir ip cambazlığı. Bu yüzyılda sırat köprüsünün üstünde yaşıyormuşuz da haberimiz yokmuş.

Şimdi farkettim ki zaman herkese adaletli davranıyor. Fikirleri veya devirleri iyi veya kötü olarak yargılamadan sırası gelen her devre hakkını veriyor. Çünkü her fikrin yükseldiği bir dönem mutlaka oluyor. Eğer iç dünyanız ve dış dünyanız aynı devirleri yaşıyorsa yıldızınız parlıyor. Yükseliyorsunuz. İyi olduğunuz için değil, sıranız geldiği için… Ayrıca gün geliyor kötülüğün yıldızı da parlıyor.